Gezi Davası ve "ÖZGÜRLÜK Yürüyüşü"

● Yazılar

● 30 Eylül 2023

Sosyalist partilere günümüzde sürekli "birleşin, beraber olun" çağrısı yapılıyor. Kimileri bunun çözüm olmadığını düşünürken kimileri ise fayda getireceğini söylüyor.


Pratik olarak, birbirinden önemli farklılıkları bulunan sosyalist partilerin aynı çatı altında ne kadar örgütlü olabileceği, böyle bir "birleşmenin" ne kadar başarılı olabileceği ayrı bir konu tabii, veya gerçek çözümün "birleşmek" olup olmayacağı...


Geçtiğimiz gün, hiç de adil olmayan bir şekilde Gezi davasındaki tutsakların cezaları onandı. Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, bu adil olmayan kararın ardından Hatay'dan Ankara'ya bir yürüyüş başlatacağını açıkladı, bunun üzerine EMEP de destekleyici bir tavır alarak bu yürüyüşe katılacaklarını açıkladı. 


Can Atalay ve Gezi tutsaklarının tabi ki de sadece sol ve sosyalist çevreler değil, günümüzde cumhuriyetçiler, kendini laik, demokrat veya ilerici olarak tabir eden çevreler için de çok önemli ve bu tutsaklar bu kitleler arasında da çok saygı ve sevgi görüyor.


Lakin, Gezi'nin şüphesiz sosyalistler, solcular için anlamı biraz daha baskın... Her ne kadar sosyalist partilere yapılan bu "birleşin" çağrısı şuan mümkün olmasa da, veya ileri bir süreçte böyle bir şeyin fayda sağlamama ihtimali olsa da, en azından Can Atalay ve Gezi tutsakları konusunda ortak hareket edilerek güçlü bir duruş sergilenmeli.


EMEP'in, TİP'in bu yürüyüşüne katılacak olması, bu tavrı verilen kararın hemen ardından alması çok değerli... 


Diğer sosyalist partilerin, TKP, TKH, Devrim Hareketi vb. daha bir çok parti, üyeleri ve gönüllüleriyle bu yürüyüşe katılma ve bu konuda Türkiye toplumuna açık ve kararlı bir şekilde "İşte bu noktada beraberiz" mesajını verme şansı var ve bu gerçekleşmeli.


Toplumda sosyalistlere yönelik "birleşmeme" veya "her konuda ayrı düşüp bölünme" konusunda kısmen haklı kısmen haksız bir eleştiri bulunuyor. Bu yürüyüşe tüm sosyalist partilerin, veya çoğunun katılması, bu algıyı tamamen yok edecek olmasa da çok iyi bir adım olacaktır. 


Sosyalistler, yeri geldiğinde birleşebileceğini, bazılarının düşündüğü gibi birbirlerine "düşman" olmadıklarını kanıtlayacak birikime ve iradeye kesinlikle sahip. Sadece bir kıvılcım gerekiyor.


Bu yürüyüş sadece sosyalistler değil, demokratlar, ilericiler, cumhuriyetçiler ve Türkiye Cumhuriyeti'ni önümüzdeki yüzyıla emekçi dostu, laik ve kapsayıcı bir ülke şeklinde bırakmak, emanet etmek isteyenler için önemli bir yürüyüş. 


Sosyalistlerin ise bazılarına buradan verebileceği net mesajlar var, bu şans kaçırılmamalı ve değerlendirilmelidir.